- DUMANA
- DUMANAAsiae opp. ab Arabiae latere. Plin. l. 6. c. 29.
Hofmann J. Lexicon universale. 1698.
Hofmann J. Lexicon universale. 1698.
dumana boğmak — 1) duman içinde bırakmak 2) mec. bunaltmak, şüphe içinde bırakmak Adamın kafasını katiyen aydınlatmamalı, karıştırmalı ve dumana boğmalısınız. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
MV Dumana — Career Name: Dumana Owner: British India Steam Navigation Company Operator: Air Ministry (1939 1943) … Wikipedia
tozu dumana katmak — 1) ortalığı altüst etmek Uzaktaki yoldan açık bir otomobilin tozu dumana katarak kasabaya geldiği görüldü. H. Taner 2) toz kaldırarak hızla gitmek veya kaçmak Bu tozu dumana katarak kaçan canavara yetişmek tıknefes lalanın kârı değildi. R. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ise tutmak — dumana tutup karartmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Rodiya language — The Rodiya language is a dialect of the Sinhalese language. It is spoken by members of the Rodiya community, who are considered in Sri Lanka to be low caste amongst the Sinhalese people.Examples of Rodiya words [Gunasekara, A comprehensive… … Wikipedia
Unterseeboot 515 — (or U 515) was a World War II German Type IXC submarine commissioned in 1942 and sunk in 1944. U 515 completed six operational patrols and sunk 23 ships, badly damaged two ships which later sank, and damaged two additional ships. Early history… … Wikipedia
Родия (язык) — У этого термина существуют и другие значения, см. Родия. Родия диалект сингальского языка. Существенно отличается от литературного языка. На нём говорят члены низшей касты сингалов на Шри Ланке касты Родия. Примеры диалектизмов[1]:… … Википедия
duman — is. 1) Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara veya esmer renkli gaz Emin ol ki her sigara yakışta / Daha duman tüter tütmez ordayım. B. S. Erdoğan 2) Havalanan tozların veya sisin oluşturduğu bulanıklık Köyünün … Çağatay Osmanlı Sözlük
dumanlamak — i 1) Dumanlı duruma getirmek 2) Dumana tutmak 3) mec. Sarhoş etmek Rıza bey, kafasını iyice dumanlamadan uduna uzanmazdı zaten. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
hasis — sf., esk., Ar. ḫasīs 1) Cimri Hasis kadın tozu dumana katar, kıyameti koparır. P. Safa 2) mec. Bayağı, insanı küçülten, değersiz Hasis menfaatler … Çağatay Osmanlı Sözlük